Biyoenerji Nedir

Biyoenerji insanlarda bulunan doğal enerjidir. Vücut içerisinde devamlı bir titreşim ve düşük voltajlı elektromanyetik akım; bireysel enerji alanımız ve enerji sistemimiz vardır. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal üç enerji alanımızın bileşkesiyiz. Evrenden aldığımız, içselleştirdiğimiz bu enerjiye yaşam enerjisi biyoenerji diyoruz.

Yaşadığımız  kişisel veya çevresel negatiflerden (olumsuz duygu ve düşünceler) dolayı vücut sisteminin ayarı bozulabilir. Bioenerji uygulaması, evrenin sonsuz enerjisi ile insan bedeninin mükemmel uyumunu standart hale getirmeyi sağlayan benzersiz bir şifa tekniğidir. Bioenerji tekniğiyle bedenin DNA kodları, hücreler, organlar ve kemikler yeniden ayarlanarak evrendeki enerji hatları bedendeki hatlara uyumlanır. Bu uygulama zihinsel , fiziksel ve ruhsal bedenimizi ; bağışıklık sistemimizi güçlendirip yenilenmeye, iyileştirmeye yol açmaktadır.

Bioenerji tüm hücreleri canlandıran bağışıklık sistemini güçlendiren, metabolizmayı ve hormonları hızlandıran içsel bir enerjidir.

Sağlıklı bir vücutta negatif bir enerji bulunmaz. Vücudun herhangi bir yerinde problem varsa; (Bütün olumsuz duygu ve düşünceler) vücudun enerji sistemi bozularak o bölge negatif enerji üretmeye başlar. Daha doğrusu  beyin ile o bölgenin iletişimi kopmuş demektir. Bu nedenle bedenimizin tümünü ayakta tutan beynin düşünce ve yapılandırma bölümü ile aradaki bağı kopartmamak gerekir. Daha hastalık fiziksel bedende tezahür etmeden önce bedenin enerji alanında (aura’da) ortaya çıkar daha sonrada enerji merkezlerimiz (çakra’larda) tıkanmalara ve sistem bozukluğuna meydan verir.

Çakraların tıkanması yada düzensiz çalışması sonucu kontrol ettikleri bölgelerdeki salgı bezleri ve hormonlar çalışmalarını yavaşlatmakta yada tamamen durdurmaktadır. Daha sonrada enerji sistemi bozulup denge kaybı süreci yaşanmaktadır. Bu bölgede oluşan negatif enerjiler sağlığı bozarak,  fiziksel yada ruhsal sağlık problemleri olarak ortaya çıkmaktadır .

Fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların %90’ı zihinsel nedenlerden(olumsuz duygu ve düşünceler) %10’u ise genetik ve çevresel faktörlerden (kaza, sakatlanma, ağır zorlama, vb.)kaynaklanmaktadır.

Yorum yapılmamış

No comments yet.

RSS feed for comments on this post.

Leave a comment

WordPress Themes